Covid-19 Salgınının Aile Geçimsizlikleri ve Boşanma Sebepleri Yönünden Değerlendirilmesi 1

Türkiye’de 10 Mart 2020’de ilk resmi COVİD-19 () vakası tespit edildikten sonra, 16 Mart 2020’de okullar tatil edilmiştir. Yetkililer tarafından, salgının önüne geçebilmek adına vatandaşlarımıza evde kal çağrısı yapılmış, bilahare sosyal hayatta zaruret hali gözetilerek çeşitli kısıtlamalar yapılmış, çalışan ana-babaların işe gitmeme/gidememe durumu da bunu takip etmiştir.

Bu durum Çin’de olduğu gibi ülkemizde de aile hayatlarına yansımaya başlamıştır. Çocukların okula, çalışanların işe gidemeyişi, sosyal aktivitelerin yok olması, “enfekte oldum mu” kaygısı, geçim sıkıntısı gibi etkenler ile aile büyüklerinin (65 yaş üstü yahut kronik hasta) bakıma muhtaçlık durumu sebebiyle evlerinde kalması ve eşlerden herhangi birinin bu duruma karşı tahammülsüzlüğü aile içi geçimsizliklerin doğmasında pay sahibidir.

Bir diğer sorun ise yardıma ve bakıma muhtaç olan kayınvalide-kayınbabayla ilgilenmeme durumudur. Yargıtay kararlarında aile büyüklerine karşı “” kabul edilen durumlar günümüz itibariyle önem arz etmektedir. Günümüz koşulları itibariyle, Kronik rahatsızlığı ve yaşı sebebiyle evinden çıkamayan ve ihtiyaçlarını temin edemeyen aile büyüklerine bakmak “”dir. Bu ödev ve fedakarlık her iki eş için de geçerlidir. Eşlerden biri bu gerekçeyle aile konutunu terk ederse haklı sebeple terk etmiş sayılamaz.

Eşlerin bu süreçte birlikte yaşama, birliğin mutluluğunu sağlama, gelirleri nispetinde birliğin giderlerine katılma, dayanışma ve yardımcı olma gibi yükümlülüklerini yerine getirmemesi; geçimsizlikleri tatlıya bağlayamayıp eşlerden birinin diğerine karşı şiddet-hakaret-aşağılama gibi tutum ve davranışlar içerisine girmesi, muhtemel davasında kusurlu sayılmasına yol açabilecektir.

Eşlerden birinin enfekte olması eşleri boşanma aşamasına getirirse ne olacaktır?

Açıklanan veriler şunu göstermektedir: Hasta durumuna göre istisnai olduğu anlaşılan ve istenmeyen ölüm neticesi gerçekleşmediği takdirde, tedavisi olabilen bir hastalıktır.

Bir hastalığın bulaşıcılık özelliğini taşıması boşanma sebebi oluşturabilecektir, fakat bunun için hastalığın tedavi edilemeyen bir hastalık olması veya hasta olan eşin tedaviden kaçınması gerekir. Tedavisi süren ve tedavi edilebilir hastalık sebebiyle boşanma kararı verilemez.

Hatta tedavi sürecinde olan yahut hastanede yatan eşin sağlıyla ilgilenmemek ve ona karşı kayıtsız kalmak, ilgilenmeyen eşi kusurlu yapmaktadır. Salgının niteliği gereği, hasta eşle bizzat ilgilenmesi sağlıklı eşten beklenemez ise de, bu ilgi eşe ihtiyaçlarını temin etme, yokluğunda evi ve aileyi temsil ve idare etme gibi yükümlülükleri sağlıklı eşe vermektedir. Bu yükümlülüklerin sağlıklı eş tarafından yerine getirilmemesi, sağlıklı eşi boşanma süreçlerinde kusurlu yapmaktadır.

Olağanüstü bir süreç olan salgın sürecinde, evlilik birliğinin mutluluğunu temine yönelik olarak bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve fedakarlıktan kaçınan eş muhtemel boşanma davasında kusurlu kabul edilebileceği gibi tazminat sorumluluğu da doğabilecektir.

Balantekin Hukuk Bürosu

02.04.2020

Bir cevap yaz.