“Ben Hastaysam Sen De Ol Düşüncesinin Sonuçları”
Dünya çapında Covid-19 pandemisi sebebi ile bir çok bölgede karantina uygulanıyor ya da hasta olanlar veya hasta olma ihtimali olanlar karantina altına alınıyor. Ülkemizde de alınan tedbirler kapsamında münferit bazı köy ve ilçeler dışında genel karantina uygulanmamakta, hasta olanlar ve hasta olma ihtimali olanlar karantina altına alınmaktadır.
Bu kapsamda umreden dönen, yurt dışında eğitim gören ve yurt dışında çeşitli amaçlarla bulunan vatandaşlarımız ülkeye döndüklerinde karantina altına alınmışlardır. Buradaki amaç yüksek derecede bulaşma özelliği olan korona virüsünden toplumda yaşayan diğer bireyleri korumaktır. Karantina altına alınan kişinin yükümlülüğü ise karantina şartlarını ihlal etmeyerek hastalığın diğer bireylere bulaşmaması için uygulanan tedbirlere uygun davranmaktır.
Genel itibari ile karantina uygulamaları başarılı olsa da kamuoyuna bazı münferit olaylar yansımaktadır. Yakın tarihte, karantina altındaki bir vatandaşın özel güvenlik görevlisinin yüzüne tükürdüğü, takip eden günlerde bu özel güvenlik görevlisinin Covid-19 testinin pozitif çıktığı yönündeki iddialar basına yansımıştır. Bu olay ve benzeri olaylarda karantina tedbirlerine aykırı davranan kişilerin bazı cezai sorumlulukları vardır.
Karantinadaki kişinin özel güvenlik görevlisine tükürmesi şeklinde vuku bulduğu ifade edilen hadisede de özel güvenlik görevlisi 5188 Sayılı Güvenlik Hizmetleri Kanunu m.23 gereği kamu görevlisi sayıldığı gibi, bunlara karşı işlenen suçlar da kamu görevlisine karşı işlenen suçlar kapsamında değerlendirilecektir.
Karantina altına alınan kişilerin cezai sorumluluklarına ilişkin olarak çeşitli ihtimaller göz önünde bulundurularak tespit yapmak gerekmektedir.
Kişilerin karantina altına alınması ile bazı yükümlülüklerinin doğduğu yukarıda belirtilmişti. Karantina altına alınan kişinin sırf bu yükümlülüklerine aykırı davranması Türk Ceza Kanunu (TCK) m.195’te suç olarak düzenlenmiştir. Bu hükme göre “Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış veya bu hastalıklardan ölmüş kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Karantina altında olan kişinin ihlal fiili ile ilgili olarak ilk olarak düşünülmesi gereken hüküm TCK m.195’tir. Bu suç soyut tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Yani fiilin işlenmesi ile suç meydana gelecektir. İşlenen fiilin ayrıca bir tehlike oluşturması gerekmez, yalnızca karantina kurallarına uymamak suçu oluşturacaktır.
Gerçekliği soruşturmayı gerektirmekle birlikte, incelenen olayda özel güvenlik görevlisine tükürürken “ben hastaysam sen de ol” diyerek; hastalığın başkasına geçmesi kastı ile hareket ettiği görülmektedir. Bu durumda kendisinde bulunan hastalığı kasten başkasına bulaştıran kişinin suçu çeşitli ihtimallerle değerlendirilecektir.
A)Vefat ihtimalinde
Arzu edilmeyen netice gerçekleşir de; özel güvenlik görevlisi bu hastalıktan hayatını kaybederse, (ve karantinada tüküren kişinin Covid-19 Pozitif olduğu anlaşılır, hastalık seyrine göre bulaşma tarihlerinin tutmasıyla, illiyet bağı da kurulursa) fail olası kastla öldürme suçundan cezalandırılabilecektir. Zira öldürücülük oranı yüksek olduğu bilinen ve medyada sık sık dile getirilen bir virüsü başkasına bilerek bulaştırma, failin olursa olsun (ölürse ölsün) kastı ile hareket ettiğini göstermektedir. Karantina uygulanan kişinin “ben hastaysam sen de hasta ol” şeklindeki ifadesi de bu kastına delalet etmektedir.
Ayrıca mağdurun kamu görevlisi olması sebebi ile TCK m.82/1- g bendi gereğince nitelikli halden “Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası” üzerinden olası kast indirimi yapıldığı takdirde “Müebbet Hapis Cezası” alması söz konusu olacaktır.
B)Tedavi ihtimalinde.
Özel Güvenlik görevlisi korona virüsü sebebi ile hastaneye kaldırılır ve tedavi neticesinde herhangi organlarından birinde işlev kaybı olmadan taburcu olursa fail TCK m. 86 gereği kasten yaralamadan sorumlu olacaktır ve cezası mağdur kamu görevlisi olduğu için TCK m.86/3-c fıkrası gereğince nitelikli halden (1.5 yıldan, 4.5 yıla kadar hapis cezası) verilecektir.
C)Organlarından birinde işlev zayıflaması ihtimalinde.
Güvenlik görevlisi korona virüs sebebi ile yapılan tedaviye rağmen organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına veya kaybına uğrarsa duruma göre TCK m.87’e göre neticesi sebebi ile ağırlaşmış yaralamadan sorumlu tutulacaktır.
Cezasının belirlenmesinde yine mağdurun güvenlik görevlisi yani kamu görevlisi olması nitelikli hali değerlendirilecektir. “5 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası”
Her ihtimalde verilecek cezaya ilaveten fail TCK md. 195’deki Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma fiilinden sorumlu olup, ilave olarak “2 aydan bir yıla kadar hapis cezası” ile mahkum edilebilecektir.
D)Tazminat sorumluluğu
Fail, her ihtimalde mağdurun geçici/sürekli iş gücünden yoksun kaldığı döneme isabet eden zararı veya tazminat hukukuna göre destek olduğu kabul edilen kişilerin, yapılacak aktüerya hesabına göre destekten yoksun kaldıkları zararlarını maddi tazminat olarak ödemekle yükümlü olduğu gibi, manevi tazminattan da sorumlu tutulabilecektir.
Ayrıca 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un 15.maddesi gereğince, mağdura veya hak sahiplerine ödenecek tazminat miktarından ve bağlanacak aylıkların peşin sermaye değerinden de rücuen sorumlu olabilecektir.
BALANTEKİN HUKUK BÜROSU
10.04.2020