“Aile yurdu” kurumu Medeni Hukukumuzda geçmişten bu yana yer bulmakta ise de, kanaatimize göre, toplumda yeterince bilinmediği için uygulaması nadir olan bir kavramdır.
Kişiler “Aile Yurdu” kurmak yerine, “Aile Konutu Şerhi” tesis ettirmek, yahut haciz baskısı altında “Meskeniyet” şikayetinde bulunmak gibi geçici önlemlere başvurmakta ise de; “Aile Yurdu” kurumunun sağladığı hukuksal korumaları bu kavramlar karşılamamaktadır.
Kişilerin maliki olduğu “Konutlar veya Tarıma – Sanayiye Elverişli Taşınmazlar”da aile yurdu kurulabilir.
İstenmeyen olasılıkları öngörüp, “Aile Yurdu” kurmuş olsalar, daimi ikamet edip, gelirleriyle ailelerinin geçimini sağlamaları mümkün olduğu halde; basit bir ekonomik sarsıntı yahut mahsul verimini düşüren doğal afet gibi hallerde borç ödemeleri aksayınca “aile yurdu” olması mümkün olan küçük ölçekli tarım ve sanayi işletmeleri, yok pahasına cebri icrayla satılmakta, daimi korunması mümkün olan Konutlar da önceden “Aile Yurdu” yapılmadığı için cebren satılabilmektedir.
a)“Aile Konutu” koruması.
Uygulamada Türk Medeni Kanunu’nun Evliliğin Genel Hükümleri bölümünde saydığı, 194. maddesindeki “Aile Konutu” şerhi kullanılmaktadır. Bu şerh, yalnızca “diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedememe, aile konutunu devredememe veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamama” gibi kısıtlı koruma önlemleri sağlamaktadır.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre hacizli taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhinin bulunması, haczedilmesine veya cebri satışa engel teşkil etmez.
Yani tapu kayıt maliki olan eşin alacaklıları aile konutunun icra yoluyla satılmasını sağlayabilir.
b)”Meskeniyet” koruması.
Benzer bir koruma da “Meskeniyet” kavramı olup, İcra İflas Kanunu’nun 82. Maddesine göre, “kişinin haline münasip evi” haczedilemeyeceği yönündedir.
Öncelikle İİK’nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayeti, İİK’nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar.
İİK md. 103’e göre gönderilen davet kağıdından itibaren, (yahut kıymet takdiri tebliği gibi öğrenmeyi gerektiren diğer hallerden itibaren) borçlu görünen tapu kayıt maliki 7 günlük süre içerisinde Meskeniyet davası (şikayeti) açmaz, yahut açıp da davayı takip etmez ise, süreaşımı nedeniyle hak kaybı olmaktadır.
Ailenin diğer fertleri de (örneğin borçlunun eşi) meskeniyet şikayetinde bulunamamaktadır. Borçlu eşin herhangi bir şekilde ihmali sonucunda tüm aile mağdur olabilmektedir.
Tüm bunların yanı sıra “Meskeniyet” uygulamada yalnızca haline münasip ev değerini korumaktadır. Misal olarak Ankara’da şehir merkezine çok uzak olsa bile, alınabilecek en uygun ev fiyatının 100.000-TL olduğunu varsaydığımızda, borçlunun mevcut evinin (mahcuzun) ise 300.000-TL değerinde olduğu kabul edildiğinde; satış bedelinin içerisinden 100.000-TL’si uygun bir ev almak üzere borçluya, artanın ise alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilebilmektedir.
c) “Aile Yurdu” koruması.
“Aile Yurdu” haline münasip evden veya aile konutundan daha geniş bir kavramdır.
TMK md. 386’ya göre, “Konutlar, tarıma veya sanayiye elverişli taşınmazlar, eklentileriyle birlikte aile yurdu haline getirilebilir”
Aile yurdu “bir ailenin normal geçimine ve barınmasına yetecek ölçüden fazla olamaz”
Örnek vermek gerekirse, bir aileyi geçindiren bağ/bahçe/zeytinlik gibi tarımsal işletmeyle bitişik bir ev, yahut bir imalathane gibi sanayiye elverişli taşınmaz eklentileriyle birlikte aile yurdu olabilir.
TMK md. 388’e göre, bir kişi “Aile Yurdu” kurmak üzere mahkemeye başvurduğunda, Alacaklılar ve aile yurdu kurulması yüzünden haklarının zedelenmesi ihtimali bulunan kişiler mahkemenin yapacağı ilana 2 ay içinde itirazlarını bildirmeye çağrılır.
Aile yurdu haline getirilecek taşınmazda yurt olabilmesi için gerekli koşullar bulunur ve yurdun kurulmasına üçüncü kişiler itiraz etmez veya itirazın haksız olduğu anlaşılırsa mahkeme kuruluşa izin vermektedir.
Süresi içinde itiraz eden alacaklıların ilgilerinin kesildiği ispat edilince veya taşınmaz üzerinde rehin veya haciz olması halinde bunlar kaldırılınca mahkeme aile yurdu kurulmasına izin vermektedir.
Kuruluş süreç alsa da, sonrasında devamlı bir koruma sağlamaktadır.
Mahkemenin verdiği izin kararının o taşınmazın tapu kütüğüne şerh verilmesiyle aile yurdu kurulmuş olmaktadır. Bu durum ayrıca ilan edilmektedir.
Aile Yurdu Kurulmasının Sonuçları:
Aile yurdu haline getirilen taşınmazlar; Devrolunamaz, Rehnolunamaz, Kiraya verilemez
-Aile yurdu ve eklentileri hakkında, cebri icra yoluna başvurulamaz. (alacaklılar haczedip, sattıramaz)
-Malik dilerse ölümünden sonra da aile yurdunun devam edebilmesi için, taşınmazın mirasçılara yurt olarak geçmesine ilişkin bir ölüme bağlı tasarruf yapabilir. Böyle bir tasarruf olmadığı takdirde, malik ölünce aile yurdu şerhi silinmektedir.
TMK 393. maddeye göre, malikin borç ödemede acze düşmesi halinde mahkemece aile yurdunu amacına ve alacaklıların menfaatlerine uygun biçimde yönetmek üzere yönetici atanabilmektedir.
Malik dilerse sağlığında aile yurduna son verilmesini mahkemeden isteyebilir.
Haczedilemeyen, icra yoluyla satılamayan, ferağ verilemeyen aile yurdu ekonomik sarsıntılara karşı aileyi korumakta, aile taşınmazın geliriyle geçinebilmekte, muhtemel ekonomik krizlerde, mülk sahibine ve aileye bir sığınak olmaktadır.
Durumları “Aile Yurdu” kurmaya elverişli olanların, bir aksilik ile karşılaşmadan bu yola başvurması muhtemel olumsuzluklara karşı aileyi koruma açısından önem arz etmektedir.
BALANTEKİN HUKUK BÜROSU
14.04.2020
Her türlü dolandırıcılık işinde yer al eline geçen parayı da aile yurdu na dönüştür.Dolandirdigin insanlar ne olacak bunların hakkını kim savunacak.
Cevapla